Kayıtlar

Açıklama, özür, niyet ve akibet.

I BÖLÜM/ Açıklama ve Özür 15 Mayıs 2020 gecesi, sahur vaktinden birkaç saat önce bir tweet attım. Tweet şöyleydi; "İslam ahlaksızdır, peygamberi ahlaksızdır, takipçileri ahlaksızdır". Ertesi sabah kapıma gelen polis tarafından gözaltına alındım ve Antalya Emniyetine götürülüp sorgulandım. Geceyi nezarette geçirdim, ertesi gün adliyeye götürüldüm ve tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevinde bir hücreye kapatıldım. O hücrede 2 ay kaldım. Çıktığım ilk mahkemede de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım. Dün, asıl yargılamam yapıldı ve hem o tweet, hem de o tweete cevap olarak yazılmış başkalarına verdiğim cevap tweetleri yüzünden 3.500 tl para cezasına çarptırıldım. Elbette temyize gideceğim ama bu yazı ne hukuksuz tutuklanmam, ne hücrede yatırılmam ve ne de ilişkili diğer süreçlerle ilgili değil. Bu yazı bir açıklama ve özür yazısı. Ayrıca da bir uyarı. Öncelikle yukarıda alıntıladığım tweet'i bir floodun son tweeti olarak tasarlamış ve floodun en dikkat çekici kısmı

Pelikan. Celal Eren Çelik floodu üzerine eleştiri ve notlar

  Türkiye, deyim yerindeyse, 2016 yılının 1 Mayısından beri pelikan kelimesiyle yatıp kalkıyor. İnsanların gündeme ama daha çok iktidardaki AkPartiye yakınlık veya uzaklıklarına göre bilgi ve fikir sahibi oldukları bir fenomen bu. AKP’ye ve gündeme uzak olanlar için karşılarındaki karmaşık bir iktidar, giderek de çıkar mücadelesi. Yakın olanlar için ise anlaşılması zor, karmaşık ve çok boyutlu bir entrikalar, kavgalar silsilesi. Her zamanki gibi hemen herkesin konuyla ilgisi bir fikri, o fikri besleyen genellikle seçilmiş bilgileri ve ulaştığı kanaatler var. Bunlardan birisi de dün, 6 mart 2020 cuma günü, twitterda konuyu uzun ve detaylı bir floodla ele alan ve @yazparov mahlası ile yazan gazeteci Celal Eren Çelik idi. Yazdıkları bu tweet ile başlıyor; https://twitter.com/yazparov/status/1236026468850900997 Çok  fazla detaya girmeden C.E.Çelik’in yazdıklarına değinmek istiyorum. Ama başlamadan önce kısa bir hatırlatma; 1 Mayıs 2016 günü başta Twitter bütün Sos

Metrodaki Namaz, Dökülen Yaldızlar ve Gelecek...

Bir adam, seyir halindeki metroda namaz kılıyor. Metro. Duraklarının arası birkaç dakika olan, hemen her durağından çıkıp 100 metre ilerledikten sonra bir camiye ulaşabileceğiniz bir toplu taşım aracı. Peki bu gösteriye neden gerek duyuyor? Kuvvetle muhtemel istediği tepki çekmek, laf işitmek, protesto edilmek ve belki şiddet görmek. Bu şekilde inandığı bir gerçeği, deneyle ispatlamış olacak; “Saldırı altındayız” Saldırılan kim? İslam mı? Müslümanlar ve onların nezdinde AKP Hükümeti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan mı? Memleketin tamamı, ümmetin önemli bir parçası mı? Elbette hepsi birden çünkü tüm bunlar onun zihninde artık aynılar.  Onun gerçeği bu. Ona bu dayatıldı. Meydanlardan, kitle iletişim araçlarından ona bu söylendi ve o da inandı. Ancak başkalarını da bu gerçeğe inandırmalı, moda deyimle farkındalık yaratmalı. Provokasyonu başarılı olur da istediği tepkiye kavuşursa bir zafer kazanacak. O bir fedai. Peki gerçekten bir saldırı var mı? Evet, İslama var ama

S-400'ler Ve Perde arkası.

Resim
Uzun menzilli hava savunma sistemleri konusunda teknik detaylarda boğulmadan, meselenin arka planına odaklanan bir yazı yazmak mümkün mü? Eğer o teknik detaylar, bırakalım sıradan birini, bir uzmanın bile kesin yargılara varmasını imkansız kılacak kadar karmaşıksa ve asıl niyetiniz de o arka planı irdelemek ise bu sorunun cevabı kuşkusuz ki evet. S-400 tartışmasının ortasında ve her kafadan bir ses çıkar, uzman olduğu iddiasındaki insanlar körlerin fili tarifine benzer bir pozisyonda, sadece aidiyet hissettikleri tarafın sözcülüğünü yaparlarken, ama ayrıca mesele gelip ülkenin bekasına da çatmışken kanımca bu sadece gerekli değil, ayrıca bir görev… Öncelikle Rus S-400, ABD Patriot, Fransız-İtalyan SAMP-t ve Çin HQ sistemleri, ismini en çok duyduklarımız. Türkiyenin uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacının karşılanmasında bunların hepsinin adı geçti. SAMP-t ve Patriotlar NATO’nun Türkiyenin savunması için halen topraklarımızdalar ve her iki markanın da alımı geçmi