PELİKAN 4 / Kişisel tanıklık / Mayıs Kırılması ve Silinenlerin izi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Mayıs 2016 tarihli TOBB Hizmet Şeref Belgesi Takdim Töreni konuşmasında salondaki konuklara, vize serbestisinin gerçekleşeceği tahminini ilettikten sonra, sözlerine şöyle devam etti: (konuşmanın video linki için bkz https://www.youtube.com/watch?v=7-A-u3BIfuk; aşağıda alıntılananlar, 42:33’lük konuşma videosunun 10:50’sinde başlıyor)"
Bunlar, geçen yılın 30 Mayısında serbestiyet.com'da yayınlanan "AB kriterlerinden uzakta terörle mücadele (2)" yazımin ilk paragrafını oluşturanlar.
http://www.serbestiyet.com/yazarlar/firat-erez/ab-kriterlerinden-uzakta-terorle-mucadele-2-700183
Ancak okuyucu zahmet etmesin.
Yazı duruyor ama yazıda linki verilen o video artık yok. Silinmiş.
Şöyle diyor orada Erdoğan;
"‘Şunu şunu şunu yapacaksınız...’
72 tane madde öne sürdüler.
İşbu rivayet [72 madde] yeni çıktı, yoktu bunlar.
Nereden çıktı bunlar?
Ve, beş tane madde var ki bunların içinde, bir tanesi felaket!
Nedir o?
‘Terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz’ dediler…
Bize bu aklı verenler, önce Avrupa’da teröristlerin kurduğu çadıra niye müsaade ediyor, önce bunun cevabını versinler.”
Tahmin etmek zor değil.
Erdoğan, altında imzasının olduğu bir belgenin içindeki maddeleri reddediyor, "Yoktu bunlar" diyor.
Oysa tabii ki vardılar.
Yazıda da şöyle denmişti;
"Sözün özü, Erdoğan’ın 10 Mayıs 2016 konuşmasında “Yoktu bunlar. Nereden çıktı bunlar?” diye sorguladığı “72 madde”nin varlığı, en azından TC / AB Bakanlığı tarafından 2015 Aralık belgesiyle tescil edilmiş durumda."
İnternette (artık en azından kastedilen bölümüyle) bulunamayan bu konuşma 10 Mayıs tarihli ama "Mayıs Kırılması"nın başlangıcı 1 Mayıs 2016'da ve Pelikan Dosyası ile başlıyor.
Uzun uzun anlatmaya gerek yok, biliniyor ama hatırlayalım;
Güneşli bir pazar gününe denk gelen 2016'nın o 1 Mayısına Pelikan Bildirisi damgasını vurdu.
Bildiri pelikan çetesi ve sempatizanlarınca şevkle paylaşıldı ama oldukça tepki de çekti.
Çoğunluğu operasyonel, bazısı gönüllü paylaşımcılar ile, aralara serpilmiş birkaç itiraza örnekler;
Bunlar, geçen yılın 30 Mayısında serbestiyet.com'da yayınlanan "AB kriterlerinden uzakta terörle mücadele (2)" yazımin ilk paragrafını oluşturanlar.
http://www.serbestiyet.com/yazarlar/firat-erez/ab-kriterlerinden-uzakta-terorle-mucadele-2-700183
Ancak okuyucu zahmet etmesin.
Yazı duruyor ama yazıda linki verilen o video artık yok. Silinmiş.
Şöyle diyor orada Erdoğan;
"‘Şunu şunu şunu yapacaksınız...’
72 tane madde öne sürdüler.
İşbu rivayet [72 madde] yeni çıktı, yoktu bunlar.
Nereden çıktı bunlar?
Ve, beş tane madde var ki bunların içinde, bir tanesi felaket!
Nedir o?
‘Terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz’ dediler…
Bize bu aklı verenler, önce Avrupa’da teröristlerin kurduğu çadıra niye müsaade ediyor, önce bunun cevabını versinler.”
Tahmin etmek zor değil.
Erdoğan, altında imzasının olduğu bir belgenin içindeki maddeleri reddediyor, "Yoktu bunlar" diyor.
Oysa tabii ki vardılar.
Yazıda da şöyle denmişti;
"Sözün özü, Erdoğan’ın 10 Mayıs 2016 konuşmasında “Yoktu bunlar. Nereden çıktı bunlar?” diye sorguladığı “72 madde”nin varlığı, en azından TC / AB Bakanlığı tarafından 2015 Aralık belgesiyle tescil edilmiş durumda."
İnternette (artık en azından kastedilen bölümüyle) bulunamayan bu konuşma 10 Mayıs tarihli ama "Mayıs Kırılması"nın başlangıcı 1 Mayıs 2016'da ve Pelikan Dosyası ile başlıyor.
Uzun uzun anlatmaya gerek yok, biliniyor ama hatırlayalım;
Güneşli bir pazar gününe denk gelen 2016'nın o 1 Mayısına Pelikan Bildirisi damgasını vurdu.
Bildiri pelikan çetesi ve sempatizanlarınca şevkle paylaşıldı ama oldukça tepki de çekti.
Çoğunluğu operasyonel, bazısı gönüllü paylaşımcılar ile, aralara serpilmiş birkaç itiraza örnekler;
"birisi herşeyi yazmış" diyor Cemil Barlas bütün samimiyetiyle ve soruyor; "Kim acaba?"
Haklılar.
Herşey fena halde o tiksinilen "Paralel Operasyonları"na benziyor ve baştan aşağı zan, vehim, iftira dolu imzasız bir "karın ağrısı"
neredeyse...
Acaba?
Acaba sadece bir "karın ağrısı" mı herşey?
Önceden de söylenmişti.
Bunlar, bu üç isim, "Dosya"yı ilk yayınlayanlar...
Elif Şahin bir Bosphorus Global/Yalı çalışanı.
Filiz Gündüz, Bosphorus Global'in "bizimle çalışmıyor" dediği ama hakkında yalan söylediği kişi.
Ve ilk yayınlayan; Merve Taşçı. Yalı çalışanı olmayan ama yalıya gidip gelen, hevesli, kullanılmış bir kız çocuğu...
Bildiride hedef alınan Yeni Şafak Gazetesi'nin çalışanlarından Ersin Çelik'in tweetlerinde söylediği gibi olmadı.
Oyunları bozulmadı, aksine gayet iyi çalıştı ve muhtemelen çalışmaya da devam ediyor.
(Galiba bu aralar hedeflerinde TRT var.)
Önümüzdeki günlerde, bir yıl önce 22 Mayısta yapılan gibi yeni bir AkParti olağanüstü kongresi, bu sefer 21 Mayıs'da yapılacak ve o zaman çalışıp çalışmadığına dair daha net bir fikre sahip olabileceğiz.
"Mayıs Kırılması"na devam edelim;
1 Mayıs'da topluma Pelikan Dosyası ile yansıyan altüst oluş, 5 Mayıs günü Başbakan Davutoğlunun istifasıyla devam etti.
Pelikan Dosyası biliniyordu ama sosyal medya üzerinden duruma vakıf olanlar için geçerliydi bu ve toplumun geneli aksine, bu istifaya fazlasıyla şaşırdı...
Davutoğlu'nun neden istifa ettiği, hükümetin/Başbakanın neden değiştiği, halka hiçbir zaman tatmin edici bir biçimde açıklanmadı.
Şeffaflığı, dürüstlüğü ve dobralığı ile bilinen Erdoğan'ın gözünün içine bakıldı ama boşunaydı.
Beklenen açıklama üstünkörü birkaç cümleyle geçiştirildi
ve Davutoğlunun istifa konuşmasında söylediklerinin satır aralarını da ancak meseleyi çok iyi takip eden ve önceden Erdoğan ile onun arasındaki bazı sorunları bilenler, duyanlar anladı.
Davutoğlu bir şeyi çok net söylüyordu;
"Bu istifa, liderlik ettiğim parti ve hükümetin başarısızlığından kaynaklanmıyor."
Öyle de olması gerekir, çünkü;
Davutoğlu 1 Kasım seçimlerinde hatırı sayılır (% 49,5) bir oy oranıyla iktidarını kurmuş ve istifaya kadar da, seçim kampanyasında verdiği sözlerin tamamını yerine getirmişti.
Sadece verilen sözler de değil.
Türkiye, AB'ye üyelik macerasında çok önemli bir aşamayı geçmiş, vize serbestisinin kıyısında durmaktadır.
Türk Dışişlerinin mülteciler sorunu konusunda getirdiği çözüm önerisi, Avrupa ülkeleri tarafından şaşkınlıkla alkışlanmış ve "dahiyane" diye nitelenip kabul edilmiş, AB'nin önce 3 ve sonra tekrar 3 milyar Euro'luk yardımı konusunda da anlaşılmıştı.
Hükümete muhalif kimliği ile tanınan ve AB sürecinin iyi bir izleyicisi, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, o günlerde konuya şöyle yaklaşıyor;
Olmadı.
Davutoğlu Hükümetinin istifa sürecine, yine serbestiyet.com'daki
Pelikan Operasyonu http://www.serbestiyet.com/yazarlar/firat-erez/pelikan-operasyonu-686930
Ve
yazılarımda, ayrıca da yukarıda linki verilen "AB kriterlerinden uzakta terörle mücadele(2)" ile, ondan bir önceki;
"AB kriterlerinden uzakta terörle mücadele(1)"de değinildi. "http://www.serbestiyet.com/yazarlar/firat-erez/ab-kriterlerinden-uzakta-terorle-mucadele-1-699518
"Mayıs Kırılması"na devam;
22 Mayıs 2016. AkParti olağanüstü kongresindeyiz.
Kongrenin açılışını günümüzün Adalet Bakanı,
serinin ilk yazısında "yalının sürekli misafirlerinden" diye anılan Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kongreye gönderdiği mektubunu okuyarak yapıyor.
Bu aşamada yine "silinenlerin izi"nden ilerleyeceğiz.
Belki "kırılmanın kırılması" denecek bir an var o da mektubun okunmasında...
Şöyle oluyor;
Ön sıralarında Ahmet Davutoğlu ve başka AkParti kurmaylarının da olduğu salon bir sahneye bakıyor.
Sahnede uzun bir masa ve ortasında Bekir Bozdağ var.
Konuşmasına masadan aldığı bir kağıt tomarına bakarak başlıyor ve "Partimizin kurucusu, liderimiz, önderimiz..."vb atıflarla devam edip "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın mektubu.." aşamasında ayağa kalkıp okumasını ayakta sürdüyor Bekir Bozdağ.
Herkes şaşırıyor.
Şaşırılıyor ama Bekir Bozdağ'a uyuluyor ve önce sahnedeki masada oturanlar, ardından da bütün salon, birer ikişer ayağa kalkıyor..
Erdoğan'ın mektubu salonda bulunan herkes tarafından ayakta dinleniyor.
(O an;)
Aslında bu olayı bu kadar uzun betimlemeyebilirdim çünkü YouTube'da, tam da "O an"ın videosu vardı ve şu tweet serisine de eklenmişti (ilk tweetteki link) ;
Ama artık o da yok.
O da silinmiş ve YouTube'da bulunamıyor.
Yine de olayın anlattığım gibi gerçekleştiğine tanıklık eden birçok insan elbette var ve bu garabet, onların tanıklıklarına yansıyor;
(Aşağıdaki linkte, videonun en başında, sunucunun sözlerinde...)
"Mayıs Kırılması"ndayız. Sürüyor;
22 mayıstaki kongreden çok daha önce, Davutoğlunun istifasından hemen bir gün sonra Erdoğan,
Avrupa Birliğini hedef alan "Eyyy..."li konuşmalarına başlıyor ve yukarıdaki ekran görüntüsü 10 Mayıs 2016'da alınmış paylaşım, işte tam da bunu kutsuyor...
Kutsanan;
"Teröristlere çadır kurdurtacaksın, onlara orada imkan sağlayacaksın ve bunu demokrasi adına yaptığını söyleyeceksin, bize de vize kaldıracağım bunun şartı şunu değiştirmen diyeceksin. Kusura bakma, biz yolumuza gidiyoruz sen de yoluna git."
6 Mayıs 2016
Erdoğan bunları Davutoğlu'nun istifasının ertesi günü, İstanbul/Eyüp ilçesindeki bir toplu açılış töreninde söylüyor;
Referandum öncesinde sıkca maruz kaldığımız "Avrupa/Batı ile kavga", bir proje idi ve farkettiğimizden çok daha önce başlamıştı. Görülebiliyor.
(Bu aşamada yazıdaki alıntıların, bazı "Neden daha önce yazmadın?" soru/suçlamalarının en azından bazılarına cevap vermeye yarayacağını tahmin ediyorum.
Yani aslında, hepsi değil ama oldukça önemli bir kısmı çoktan yazılmışlardı...)
Ve son olarak,
İleride yazılacaklara bir köprü olması için;
Pelikan Dosyası'nın yayımından 2 ay sonraya tarihlenen bir belge, caps'lerde rastlanmayan, içinden "asla kirlenmeyenler"lerin isimleri geçen bir mailin de eklenmesiyle bu etap bitiriliyor;
Tahminen artık "mühendislik",
kuşkuya yer bırakmayacak kadar net görülebiliyordur.
Tabii ki devam edecek...
Yorumlar
Yorum Gönder